2 Mayıs 2014 Cuma

Yol Bisikleti...

Uzun bir ara oldu. Yine karşınızda ben. Diğerleri adlarıyla müsemma davranarak tam birer arsız çıktılar ve sadece bisikleti düşünür oldular. Ben de düşünüyorum ama ne kadar kontrollü olduğumu görüyorsunuz. Çok dengeli biriyimdir. Zaten bu denge meselesi kendisini yolda da gösteriyor.

İşin şakası bir yana da yol bisikletine geçtim hanımlar beyler. Bambaşka bir teknoloji, bambaşka bir duyguymuş bu yol bisikleti.
Bende ve diğer insanlarda olan başlıca yol bisikleti korkularını yazmak istiyorum ki sonradan unutmayayım:
1. Ya abi o bisikletleri nasıl sürüyorsunuz? İpince teker patlamaz mı?
2. Onu sürerken belin ağrımıyor mu?
ve bonus olarak:

İSTANBUL TRAFİĞİNDE NASIL SÜRÜYORSUNUZ BİSİKLETİ. (Bu bütün bisikletler için geçerli bir soru. Hepsine şamil :) )

1. Ömrümde ilk defa bu sene o da işte, Paris - Roubaix yol bisikleti yarışını izledim. Dediklerine göre bu yarış, yol bisikleti yarışlarının şahıymış. Bu yarışın en önemli özelliği bazı sektörlerin (bölüm diyelim biz buna) Arnavut kaldırımlı yollar olması. Düşünsenize o ince dediğimiz lastiklerle kilometrelerce bu şekilde bir yolda gidiyorsunuz.
Eurosport'ta spikerin dediğine göre bu yarışa katılan bisikletçiler 1 hafta boyunca çatal bıçak tutamaz olup, ellerinin titremesine engel olamıyorlarmış.
Şimdi ben bu yarışı izledim, izledim ve direkt gaza geldim. Ulan dedim, vay arkadaş. Benim neyim eksik... Ben neden bu şekilde süremem. Yetenek ve çalışma gibi etkenler de önemli ama benim derdim yol bisikletiyleydi.

Giant Defy 2 marka ve model bir yol bisikletim var artık. İnanılmaz keyifli bir şey ve kesinlikle tavsiye ediyorum. Lafı uzatmak istemiyorum.
Ben ve yoldaşım Giant Defy 2