Yaşım gelmiş 30'a, sitedeki "arsız"lardan bir tanesi de bana diyor ki "Sende hobi patlaması olmuş arkadaş!" ama bisiklet konusundaki istikrarımı görünce (buna ben de dahil oluyorum) insanların kafalarındaki "Eh bu yaştan sonra gelen hobi hobi değildir." düşüncesi bulut gibi dağılmaya başladı.
Neyse, benim için 120 km'lik Yalova gezisi (Ufuk sağolsun) kişisel bisiklet tarihimin miladı olmuştur. O günden ve o yokuşlardan sonra bana her yer tirabzon :) Orhangazi yokuşundaki bitmek bilmeyen rampanın sonunda ödül niyetine ve akşam karanlığında saatte 50-55 km hızla geçtiğimiz iniş sonrası durulmuştuk. Son anda yakaladığımız Yenikapı feribotuyla hepimizin göz kapakları kapanmış ve tatlı tatlı uyumaya başlamıştık. Bedenen yorulmuştuk ama hepimiz haklı bir gurur taşıyorduk :P ahahah yok yok abartmaya gerek yok yani.
Son olarak 145 km yaptık. Snickers'lar, tüplerde satılan ballar, litrelerce su ve önümüze çıkan yokuşlar... Şahane bir parkur olmuştu. Belki arsızlardan birkaçı bu parkur hakkında benden daha iyi bir yazı kaleme alırlar. Ben son gezimizle ilgili birkaç fotoğraf paylaşıp, önümüzdeki maçlara pardon parkurlara bakacağım. :)
Beşiktaş'tan kalkış... Kahvaltı niyetine 7-8 Hasan Paşa fırınının (7-8 Hasan Paşa'nın tarihini de Ufuk anlatmıştı sandviçleri yuvarlarken) yanında kahvaltı malzemeleri satan, çavdar ekmeğinde güzel bir sandviç yapan dükkandan malzemeleri alıp, büyük boy bardakta çaylarla beraber enerji depoluyoruz.
Bence gezimizin en güzel karesi buydu. Bu ürkek sokak köpeği yanımıza korkarak geldi. Fotoğrafı Volkan çekti. Kendisi de aynı bu karedeki gibi fotoğraf çekilmek istedi ama oturduğu yerden aniden kalkınca köpek ürktü ve kaçtı. Kaçarken de bakışları gerçekten çok manidardı. "Oldu mu bu şimdi?" der gibiydi. :)
Sarıyer'den Anadolu Kavağı'na geçme qeyfi
Eğimi orta ama uzun bir rampa başı bahçe sulama ve yakıt ikmali :D (Daha kibar nasıl söylenir ki şimdi?)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder