19 Kasım 2013 Salı

Yokuşlarla İlgili Can Sıkıcı Teknik Bilgiler

Bu sitede arsızlığa başladığımızdan beri ne yazsam bilemiyorum. Aslında çok konu var. Bisiklet alış hikayem, yaşadığım kazalar, yol bisikletine geçiş yapmam filan hepsi koca koca hikaye bunların. En son dün gece standart ve kompakt ayna dişliler üzerine kafa yoran bi yazıya başlamıştım. Sonra bunalıp bıraktım. Sanırım bu konu bolluğu beni kıtlığa itiyor. Teoman gibi mi demeliyiz, çok konu hiç konudur, gibi?

Ben de, diğer arsızların yaptığı gibi yokuşlardan devam edeyim istiyorum. Benim yazım biraz daha teorik olacak. Baştan uyarayım.

Eğimden, kategoriden ve VAM sayısından bahsetmeye çalışıcam. Artık olmazsa da konu başka yere kayarsa müsebbibi ben değilim, bisiklet.

Yokuş demek, yerle pozitif bir açı yapan yol demek. Yani yukarı çıkıyor demek. Peki eğim nedir? Eğim bu yokuşun türevidir. Veya, bu malum açının tanjantıdır. Ya da bu kadar salak açıklama yerine direkt pratik örnekler vermek gerek.

%100 eğim, 45 derecelik bir açıya denk gelir. Yani eğim 1'dir. İsterseniz 45 derecenin tanjantını alarak dediğimin sağlamasını yapabilirsiniz. Tabi bu yokuşa tırmanabilecek bisikletçiyi bırakın araba bile bulamazsınız.

%0 eğim, 0 derecelik bir açıya denk gelir. Yani eğim yoktur. Bu da düz yol demektir.

Günümüzde araçlar %0-20 eğimlerde rahatlıkla yol alabiliyor. Eşşekler için kritik eğim, %7. Hiçbir eşek %7'nin üstündeki eğimlere çıkamaz. Zaten bu yüzden dağlarda kaçakçılık genelde eşeklerle ve katırlarla yapılır.

Bisikletlerdeyse kritik eğim %5'tir. %5 eğime kadar sağlıklı herhangi bir insan bisikletini ve kendisini rahatlıkla taşıyabilecek gücü üretebilir. %10 ise sportif kullanım için bir sınır. Bunun üstü eğimler eğer çok uzun kilometreler çıkılacaksa, normal bir insan için büyük sıkıntılar doğurabilir. Ama soyadınız Armstrong, Contador, Froome, Pantani filansa sınırlarınızı keşfetmek size kalmış tabii ki.

Ancak yokuşların zorluk derecesi, genelde eğimle ölçülmez. Çünkü yokuşlar ortalama eğimlere sahip olsalar bile içlerinde birden fazla, hatta çok çok fazla sayıda eğimi ihtiva ederler. Yol, belli kısımlarda düz hatta belki yokuş aşağı, belli kısımlarda %20 eğimle ilerleyebilir. Yol, 100 metre de sürebilir bu eğimi 8 kilometre de devam ettirebilir. Burada devreye kategori giriyor.

Dünyada tek bir kategori ölçütü yok, her tur kendi kategori ölçütüne sahip. Özellikle TDF ve GIRO her sene bu konuda bir sürü farklılık ortaya koyuyor. Ancak biz artık dünyanın çoğunluğu tarafından kabul görmüş TDF ölçütlerini esas alalım. Günümüzde Strava ve MapMyRide gibi programlar da aşağı yukarı bu ölçütleri kullanyor.

Kategoriler, dördüncü kategoriden başlayıp birinciye doğru gidiyor. Dört en kolayı bir en zoru. Bir de HC, yani Hors Categorie var. Ona en sonda geleceğiz.

Dördüncü kateogori demek, eğimi %3 olan 100-300 metre arası yokuşlar demek. Üçüncü kategoriden birinci kategoriye kadar zorluk derecesi gittikçe artıyor. Birinci kategoriyse 1100-1500 metre boyunca süren ortalama %7-8 civarı eğime sahip yokuşlara deniyor.

Sıra geldi, benim de en çok sevdiğim Hors Categorie, yani kategori dışı tırmanışlara. Bu tırmanışlar 1500 metreden uzun sürüyor, ki 30 kilometre süreni bile var. Eğim genelde %6'nın üstünde oluyor. Ancak yer yer %20-25 eğimleri görmeniz de olası. Hatta olası değil, kesin görürsünüz. Boru değil, Hors Categorie tırmanıyorsunuz.

Kategori dışı tırmanışlar genelde tırmanışa başlanan yerden 1500-2000 metre yüksekte bittiğinden büyük bir ısı farkı yaşanması olası. Hem tırmanırken hem inerken bu hususa dikkat etmekte fayda var.

İstanbul'da, Allah korusun bir deprem yaşanmazsa, şimdilik bir kategori dışı tırmanış bulunmuyor. Ancak İstanbul'un hemen yakınındaki Kartepe ve Uludağ tırmanışları birer kategori dışı tırmanışlar.

Kısmetse ben de bir iki hafta içinde kendimi Uludağ'ın zirvesine atmayı planlıyorum. Ne de olsa "yol"cu yokuşta gerek. Tabi o zamana kadar kar yağmazsa.

Bonus: Uludağ'ın Strava segmenti, Kartepe'nin Strava segmenti.

VAM ise, ünlü İtalyan doktor Michele Ferrari'nin bisiklet camiasına envai çeşit dopingten, yüksek kadans teorisinden ve Lance Armstrong'tan sonra en büyük hediyesi. Velocità Ascensionale Media demek yani. Merak etmeyin ben de anlamıyorum. Ancak Michele Ferrari bu kavramı "ortalama tırmanış hızı" olarak çeviriyor.

VAM, kategoriye, uzunluğa ve eğime bağlı olarak hesaplanıyor. Farklı bir matematik formülü var. Ondan da anlamıyorum. Ama yüksek VAM demek daha iyi bir tırmanış demek. Ona eminim. Örnek olsun diye de Vikipedi'den şu kısmı alıntılamak istiyorum:*

1800+ Vm/h: Lance Armstrong'un ve Marco Pantani'nin dopingli zamanları.
1650-1800 Vm/h: TDF genel klasmanda ilk on, zor dağ etaplarında muhtemel bir zafer.
1450-1650 Vm/h: TDF genel klasmanda ilk yirmi, zor dağ etaplarında muhtemel bir ilk yirmi.
1300-1450 Vm/h: TDF dağ etaplarını pelotonda bitirecek kadar güç.
1100-1300 Vm/h: Otobüsçüler.**
 VAM, aşağı yukarı böyle. Strava da VAM hesaplıyor ancak bu değerler tamamen tahmini. Hatta bazen gerçekten uzak. VAM, sadece kategorisi olan tırmanışlar için hesaplanıyor ve her eğim için farklı bir VAM hesabı var. Her artan eğim derecesinde, VAM 50 puan düşüyor. Mesela %7 eğimli Kartepe tırmanışında saatte 1200 VAM ortalamayla çıkan bisikletçi, eğer aynı tepeye aynı yerden başka ve daha uzun %6 eğimlik yoldan çıksaydı, 1250 VAM üretecekti. Daha kısa ve %8 eğimli yoldan çıksaydı da 1150 VAM üretecekti.

Bugün insanların kafasını yordum. Ne diyeyim, Allah yokuşlarda ön tekerinizi şaha kaldırmasın.

*Bu değerlar faraza değerlerdir. TDF dağ etapları için söylenmiştir.

**Otobüsçüler uluslararası yarışların tırmanış etaplarında ana grubun da gerisinde kalan bisikletçilere takılan addır. Çok iyi sprintçiler, genelde düşük yokuş performanslarından dolayı bu grupta yer alır. Amaçları sadece ve sadece yokuşu bitirebilmek olan bu kişiler, dağ etaplarında birbirlerine çok yardım etmeleriyle bilinir.

Hiç yorum yok: